erdalkarakurt
  Diksiyon
 

 

                   
                   ‘’Bilgi çağı insanında bulunması gereken becerilerinden birisi de 
             sözlü ve yazılı iletişimdir.’’ Diksiyon; söz söylerken, duygu ve 
            düşünceleri doğru, üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin
            uyumunu, söylenişini, sözcük hecelerinin uzunluğu, kısalığı ve 
            vurguları bakımından doğruluğu; jesti, mimiği, tavırları yerinde ve
            güzel kullanma sanatıdır.
                  Diksiyon: nefes kullanma,düzgün ve doğru cümle kurma, tonlama, 
            vurgu, telaffuz,  üslup, renk, beden dili gibi alt   başlıklarla kişiye; 
            kendini ifade etmeyi,heyecanı yenmeyi, insana özgüven kazandırmayı, 
           etkileyici bir sesle ikna yeteneği, anlaşılır ve akıcı konuşma, anlam ve 
           dinleme gibi becerileri kazandırırarak hem kültürel ve sosyal hem de iş  
           hayatında günümüz insanı için zorunlu hale gelmiştir.

               ‘’Nefes Güçlendirme, Anlaşılır Ses Çıkarma, Heceleri Doğru
           Vurgulama, Düzgün Cümle Kurma, Konuşmaları Vücut Diliyle
           Destekleme ve Etkili Konuşma Planı Yapma’’ gibi temel konulardan  
          oluşan program MEB -Avrupa Birliği kapsamında yürütülen ''MODÜL 
          PROGRAM'' temel alınarak Türkiye'de ilk kez kişiye özel bir program
          oluşturularak uzman eğitmenlerce uygulanmaktadır.


İYİ BİR KONUŞMA SESİNİN NİTELİKLERİ
"Kişiliğiniz sesinizde gizlenmiştir."
İnsan kişiliğinin bazı yönlerini en iyi ses, ele verir. Öğretmenlik ve askerlik bu konuda özel bir önem ve dikkat gerektiren mesleklerdir.
İyi bir konuşmanın özellikleri şunlardır:

a. İşitilebilirlik: Konuşurken, sesin, bütün dinleyiciler tarafından rahatlıkla işitilebilmesidir. Çok yavaş ya da yüksek tonlarla konuşulmamalı; ses tonu konuşulan yerin ve dinleyici kitlesinin büyüklüğüne ve özelliğine bağlı olarak ayarlanmalıdır.

b. Akıcılık: Sözlerin ve düşüncelerin, dinleyicilerin algılama hızına denk düşmesidir. Bu hız, her zaman aynı kalmamalı; heyecan durumuna, dinleyicilere ve konuya göre yer yer değişiklikler göstermelidir.

c. Hoşa giderlik: Ses tınısının katı, tiz, kulak tırmalayıcı, hırıltılı, madenî, burundan gelen, hışırtılı, boğuk, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun vb. olmamasıdır. Genellikle doğuştan gelen bu özellikler, düzenli çalışma ile belli oranlarda düzeltilebilir.

ç. Anlamlılık: Sesin genel olarak, dostça bir nitelik taşıması ve güven duygusu telkin etmesidir. Ses, kelimelerdeki anlamın daha fazlasını ya da tam zıddını yansıtabilir.

d. Bükümlülük: Sesin; ton, hız ve anlam bakımından değişiklik göstermesidir.
KONUŞMA (DİKSİYON) YETERSİZLİKLERİ
Pek çok insanda konuşma yetersizlikleri görülür. Hatta, üniversite bitirmiş bazı insanlar bile doğru ve güzel konuşamaz.
Konuşma yetersizliklerini şu maddeler altında toplamak mümkündür:
a. Yöresel Ağızla Konuşma: Kelimeleri, kişinin yetiştiği çevrenin ağzındaki seslerle söylemedir.
Örnekler:
kalın / galın
gidiyorum /  gidiyom ya da gidim
merdiven / ayahçah
tas /  üsküre
yuvarlanmak /  gındırlanmak
çukur /  kortik
b. Anlatımda Yetersizlik: Konu üzerinde kısa konuşulur, söylenecekler tam bildirilmez. Cümleler; bazen yarım bırakılır, bazen de bozuk cümle kullanılır. Anlamı bilinmeyen kelimeler seçilir. Yanlış telaffuz yapılır.
Örnekler:
maiyet /  mahiyet
yönetmelik / yönetmenlik
porte /  portre
c. Kavrayış Eksikliği: Meslekî bilgi yönünden henüz yeterli seviyeye gelinmediğini gösterir. Konuşulan ya da kişinin kendisine sorulan konu hakkında yeterli bilgisi, deneyi olmayabilir. Bunun sonucu olarak konuyu tam olarak anlamayabilir.
Yukarıda sıralanan bu yetersizliklerin yanında, az da olsa bazı insanlarda sürekli bir yargılama yapamama, dağınık konuşma, gereksiz sözler söyleme, çekingenlik, kural bilmeme, sesleri yeterli olmama, konuşurken gereksiz el - kol, gövde hareketleri yapma gibi kusurlar da görülmektedir.
(S. SARICA – M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 232)
Bütün bu rahatsızlıklar, evde, okulda fırsat yakalandığında plânlı ve düzenli olarak çok konuşmakla giderilebilir. Ayrıca, doğru ve güzel konuşma şartları doğrultusunda konuşmaya önem vermek gerekmektedir.
Diksiyon Bozukluklarının Nedenleri
a. Telâffuz (söyleyiş/boğumlanma) Bozuklukları
Seslerin uygun çıkaklarına göre söylenmemesiyle oluşur. Konuşma dilinin sesleri, İstanbul ağzının seslerinden oluşmalı; yöresel (mahallî) sesler çıkartılmamalıdır.
Örneğin: Üç tip "k" sesinden söz edilebilir. Bunlardan ön damakta oluşan "k" (teK) ve art damakta oluşan "q" (taQ) seslerinden başka Anadolu ağızlarında gırtlağa yakın bir yerde boğumlanan bir "q'" sesi de vardır.
Yazı dilinde (Standart Türkçe) yalnız ilk iki "k" sesi vardır. Doğal olarak bu seslerin yanlış yerlerde kullanılması bir diksiyon bozukluğudur.
b. Vurgu Yanlışları
Vurgunun yanlış yere kaymasıyla ortaya çıkar. Vurgu, söze değer katar; dinleyicinin dikkatini çekerek anlamın kavranmasını kolaylaştırır; sesi, söyleyişi, sözdeki ezgiyi canlandırır. Vurgusuz bir konuşmada anlam yeterince belirmez ya da gereken etki sağlanamaz.
Vurgu yanlışlığı, anlamı değiştirebilir. Dilin en karmaşık ve keşfedilemeyen gizemlerinden biri olan vurgu konusunda var olan kurallar, şu ana kadar bütünüyle ortaya konulamamıştır.
c. Yanlış Tonlama
Ses titreşimlerinin yükselip alçalması anlamına gelen tonun, cümle akışında uygun biçimde kullanılmamasıdır.
Tonlama, konuşma dilinde vardır, yazı dilinde yoktur. Çünkü tonlama, sese dayanan bir söyleyiş kuralıdır. Konuşmanın anlamını belirginleştirmek, duygulara açıklık kazandırmak için kelimeler, daha çok da ilk heceler; ezgili, canlı söylenir. Bu tür söylenişe Ton denir. (S. SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 242 / 243)
Tonlama, özellikle şu cümlelerde kendini daha çok belirginleştirir:
(1) Emir cümlelerinde
"Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır" (Tevfik Fikret'ten)
(2) Soru cümlelerinde
"Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım?"
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ" (Mehmet Âkif ERSOY'dan)
(3) Ünlem cümlelerinde
"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"
"Ne mutlu Türküm diyene!.." (Kemal ATATÜRK'ten)
Beş çeşit tonlama yapılabilir:
(1) Düz
(2) Yükselen
(3) Alçalan
(4) Yükselip alçalarak dalgalanan
(5) Alçalıp yükselerek dalgalanan
"En iyi, denizde yüzme öğrenilir.",
"Sağlam, lâstik tamiri yapılır."

Yukarıdaki cümlelerde ortaya çıkabilecek "en iyi deniz","sağlam lâstik tamiri" gibi bir algılamayı, ancak doğru yapılmış bir tonlama önleyebilir.
ç. Ulama Yanlışları
Söz içindeki heceler arasında belli belirsiz duraklar vardır. Sesler, heceler hâlinde çıkarılmasına karşılık bu duraklar konuşma esnasında hissedilmez. Türkçede temel kural, ünsüzle biten hecelerden sonra ünlü ile başlayan bir hecenin gelmesi durumunda, hecenin sonundaki ünsüzün sonraki heceye ulanmasıdır:
Örnekler:
dü-şün- > dü-şü-ne-rek
ça-lış-kan > ça-lış-ka-nın
Doğal olarak, yazıda ayrı kelimeler hâlinde görülen cümleler de, söyleyişte farklı biçimlerle ortaya çıkar.

"İşinden eve dönen Ali yemekten önce duş aldı." cümlesinin söylenişi
"İşinde/ neve/ döne / nAli/ yemekte/ nönce du/ şaldı."şeklindedir.

Bir cümle içinde söylenen kelimeler arasındaki duraklar ve ulamalar ancak o dilin konuşurları tarafından hissedilebilir. Birkaç kelimenin birleşerek tek bir kelime hâline gelmiş gibi işitilmesi ulamanın sonucudur.
Açık ve net konuşabilmek endişesiyle her sözden sonra duraklanması, ulama yapılmaması kesik kesik bir konuşmaya yol açmaktadır. Bu da dilin doğal yapısına aykırıdır ve dolayısıyla bir diksiyon bozukluğudur. Nitekim, böyle bir konuşma, dinleyenlerde olumsuz ve rahatsız edici bir tepki yaratır.
d. Tekdüzelik
Sesin cümledeki anlama göre perdelenmemesi, iniş çıkışlar göster-memesidir.
e. Yersiz Durgu ve Duraklar
Vurgunun, anlamın, tonlamanın gerektirmediği yerlerde yapılan duraklamalardır.
f. Sesleri ve Heceleri Yutma
Türkçe’de yazılan bütün harfler, kendi ses değerleriyle seslendirilmelidir. Bu seslerden bazılarını yutmak, söylememek bir diksiyon hatasıdır. Standart Türkçe'de (İstanbul ağzında) kalıplaşmış kimi kelimeler dışında genellikle acelecilikten kaynaklanan seslerin ya da hecelerin söylenmemesi yanlıştır.

Örnekler:
"dağa" yerine "daa"
"yağı" yerine "yayı"
"daha" yerine "daa"
"geliyor" yerine "geliyo"
KONUŞMADA HIZ

Olağan konuşmalarda konuşma hızı (tempo) dakikada 125-175 kelime arasında değişir. Konuşmadaki ünlü sesler tonu meydana getirir. Bir ünlünün telâffuzu sırasında geçen süreye hece uzunluğu adı verilir. Hece uzunluğuna dikkat eden bir konuşmacı doğru yoldadır.
Konuşurken yapılan duraklamalar da büyük önem taşır. Dinleyenlere anlama fırsatı vermek, söyleneni vurgulamak, dinleyicilerden tepki beklemek amacıyla duraklanabilir. Bu duraklar, normal olarak kelime aralarında ve cümle sonlarında yapılan duraklardan daha uzun sürelidir. Konuşmacı, bunların süresini istediği gibi ayarlayabilir. Bütün bunlar da konuşma hızını etkiler.
Sonuçta, 125-175 kelime / dakikalık bir hız normal kabul edilir. Bunun üzerindeki ya da altındaki hızlar, iyi bir konuşmacıya ait özellikler değildir.
KONUŞMADA TARTIM
Söz, duraklama, hece uzunluğu ve vurgunun birleşmesiyle ortaya çıkan düzenlemeye tartım adı verilir. Herkesin kendisine özgü bir tartımı vardır. Tartım, hareketi ve canlılığı ya da tersine durgunluğu ve cansızlığı ortaya koyabilir. Kelimelerin; yaya yaya, uzata uzata ya da kesik kesik, kopuk kopuk söylenmesi bir tartım kusurudur.

SOLUNUM VE SESLENME
Doğru bir solunum, iyi bir seslendirmenin temel şartıdır. Üç türlü soluma vardır:
a. Üst göğüsten soluma
b. Göğüs boşluğundan soluma
c. Diyaframdan soluma
İyi bir seslendirme için en elverişsiz soluma, üst göğüsten yapılandır. Akciğerlerin en büyük ölçüde genişlemesini sağlayan, en çok hava depolayan, denetimi kolay ve ses mekanizması üzerinde olumsuz hiçbir etkisi bulunmayan soluma, DİYAFRAMDAN SOLUMA' dır.
VÜCUT DİLİNİN KULLANILIŞI
“İyi bir görünüş, sessiz bir tavsiyedir.”
Vücut dilinin iyi kullanılmasında dikkat edilecek özellikler:
a. Aşırı derece dikkat çekici olmamak kaydıyla temiz ve güzel giyime sahip bulunma.
b. Konuşma yerine, izleyicilere ruhen yaklaşma yöntemini benimseme.
c. Konuşma boyunca sakin ve rahat bir duruşu koruma.
ç. Sıkıcı hareketlerden kaçınma.
d. Konuşurken alçakgönüllü olduğunu hissettirme.
e. Konuşurken dinleyici ile göz temasında bulunma.
g. Jest ve mimikleri uyumlu olarak kullanma.
“Konuşma ruhun aynasıdır;
insan ne olduğunu konuşurken gösterir.”
 
TONLAMA ALIŞTIRMALARI

a. "Şimdi" kelimesini, sırasıyla aşağıdaki anlamları ifade edecek şekilde söyleyiniz. (Parantez içindeki cümlenin geldiğini düşününüz.)

Şimdi Ü  (hemen)
Şimdi Ü  (kafanı patlatacağım.)
Şimdi Ü  (gelelim asıl konumuza.)
Şimdi Ü  (diyelim ki sen şuradasın.)
Şimdi Ü  (canım, sevgilim.)
Şimdi Ü  (tövbe tövbe!)
Şimdi Ü  (aşağısı sakal, yukarısı bıyık.)
Şimdi Ü  (patlama!)
Şimdi Ü  (ne desem bilmem ki...)
Şimdi Ü  (işte her şey mahvoldu !)


 
  Bugün 1 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol